Tekrar merhabalar! Size aylardır kullandığım ve yaz aylarının gelmiş olmasına rağmen kullanmaktan vazgeçmediğim bir ürün tanıtmak istiyorum; Dove Insentive Cream.
Öncelikle, fotoğraf kalitesi için özür dilerim. :) Photoshop programım silindiğinden ve yüklemeye fırsatım olmadığından paintte küçültmek zorunda kaldım, ortaya böyle bir şey çıktı.
Her neyse, kreme dönecek olursak... Kışın, ev alışverişi yaparken kremimin bittiğini hatırlayıp çantama attığım bir şeydi, öyle düşünüp araştırıp almadım. Bu yüzden nasıl çıkacağı konusunda da pek kafa yormadım açıkcasıi 0 beklenti ile, tamamen nötrdüm ilk kullandığımda. Benim için bir kremdeki (en azından el kremindeki) en önemli şey çabuk emilmesi, eli yapış yapış veya rahatsızlık verici derece de nemli bırakmaması. Ki, bu hiç de öyle bir krem değil.
Üzerinde kuru eller için yoğum bakım yazsa bile, ince bir yapısı var. Az bir miktar iki elinize de yetiyor ve gerektiği kadar nemlendiriyor. Bir kaç dakika içerisinde tamamen emilmiş oluyor, böylece rahatsız bir yapışkanlık hissi olmadan bir yerlere dokunmaya devam edebiliyorsunuz. En büyük korkum yaz aylarının iyice gelmesiyle sıcaklarda kullanamayacak olmam. Ama sanırım miktarı azaltarak dengeleyebilirim, bakalım.
Ürün 75 ML, ve sanıyorum hemen hemen her yerde bulabilirsiniz. Fiyat da sanırım 13 TL gibi bir şey ama pek de emin olamıyorum.
Bir sonra ki yazıma kadar, hoşçakalın. :)
Tavan Arası Günlügü
22 Mayıs 2013 Çarşamba
2 Kasım 2012 Cuma
Oje: Kalyon 210
Merhabalar! Yeni bir blog yazısı yazmayı çooook uzun bir zaman oldu biliyorum ve üzülerek söylüyorum ki bu bir dönüş yazısı değil. Ne yazık ki Haziran 2013'e kadar düzenli halde blogla ilgilenmeye vaktim olmayacak çünkü hazırlanmam gereken iki tane sınav var. Ama bu ara biraz tempom düşmüşken beni fazla sıkmayacak ve çok da uzun olmayan bir yazı yazmak istedim. Yine arada bir bu şekilde yazılar girebilirim, bilmiyorum ama tekrarlamam gerekirse, düzenli olarak yazı yazamayacağım ve bunun için gerçekten çok çok üzgünüm.
Yazımızın başrolüne gelecek olursak, kendisi Kalyon'un 210 numaralı mürdüm eriği ojesi. Aslında tam olarak mürdüm ve bordo arası, muhteşem bir kış rengi. Ben koyu ojeleri açıklara tercih ettiğimden benim için kesinlikle mükemmel ve vazgeçilmez bir renk tonu. Yapısı çok ince, iki kat uygulamanız gerekiyor pürüzsüzlük için ama ikinci katı ilkine göre daha kalın uygulamak daha düzgün bir görüntü yaratıyor. Ojenin fırçası çok kalın değil, ince bir fırça ama sürümü gerçekten basitleştiriyor ve ojeyi tam olarak eşit şekilde dağıtmayı başarıyor.
Daha yakından bakacak olursak aslında bu oje benim de şuan elimde bulunan Rimmel Black Cherries'in neredeyse aynısı. Black Cherries'in tek farkı içinde muhteşem ışıltılar bulundurması ki kesinlikle kendisi benim tüm zamanlar favori ojem. Ama yazın çok fazla kullandığım ve yenisini almaya fırsat bulamadığım için bitmiş durumda. Bu nedenle bende o tona yakın bir şey ararken 210'u buldum ve kesinlikle çok fazla benziyorlar. Oje şişe de ve tırnakta ilk kat uygulanınca biraz daha mürdüm-mor tonlarına kaçsa da ikinci kat uygulandığında tam olarak Black Cherries tonunda bir bordo-mürdüme dönüşüyor.
Benim çok da uzun olmayan tırnaklarım da çok hoş durduğunu düşünüyorum ama eminim ki daha uzun tırnaklar da ve daha ince parmaklar da daha hoş duracaktır.
Ojeyi herhangi bir yerden (Watsons veya Gratis) 2.50 TL'ye almanız mümkün. Hem sonbahar-kış için hem de koyu oje severler için mükemmel bir renk olduğunu düşünüyorum.
Hoşçakalın, sevgiler!
Yazımızın başrolüne gelecek olursak, kendisi Kalyon'un 210 numaralı mürdüm eriği ojesi. Aslında tam olarak mürdüm ve bordo arası, muhteşem bir kış rengi. Ben koyu ojeleri açıklara tercih ettiğimden benim için kesinlikle mükemmel ve vazgeçilmez bir renk tonu. Yapısı çok ince, iki kat uygulamanız gerekiyor pürüzsüzlük için ama ikinci katı ilkine göre daha kalın uygulamak daha düzgün bir görüntü yaratıyor. Ojenin fırçası çok kalın değil, ince bir fırça ama sürümü gerçekten basitleştiriyor ve ojeyi tam olarak eşit şekilde dağıtmayı başarıyor.
Daha yakından bakacak olursak aslında bu oje benim de şuan elimde bulunan Rimmel Black Cherries'in neredeyse aynısı. Black Cherries'in tek farkı içinde muhteşem ışıltılar bulundurması ki kesinlikle kendisi benim tüm zamanlar favori ojem. Ama yazın çok fazla kullandığım ve yenisini almaya fırsat bulamadığım için bitmiş durumda. Bu nedenle bende o tona yakın bir şey ararken 210'u buldum ve kesinlikle çok fazla benziyorlar. Oje şişe de ve tırnakta ilk kat uygulanınca biraz daha mürdüm-mor tonlarına kaçsa da ikinci kat uygulandığında tam olarak Black Cherries tonunda bir bordo-mürdüme dönüşüyor.
Benim çok da uzun olmayan tırnaklarım da çok hoş durduğunu düşünüyorum ama eminim ki daha uzun tırnaklar da ve daha ince parmaklar da daha hoş duracaktır.
Ojeyi herhangi bir yerden (Watsons veya Gratis) 2.50 TL'ye almanız mümkün. Hem sonbahar-kış için hem de koyu oje severler için mükemmel bir renk olduğunu düşünüyorum.
Hoşçakalın, sevgiler!
16 Haziran 2012 Cumartesi
Ayın Dergisi: People Style Watch
Merhaba! Bu ay bir karıştırayım diye People Style Watch dergisi almıştım, içinden bir kaç beğendiğim şey çıktı bende paylaşmak istedim. :)
15 Haziran 2012 Cuma
Nina Dobrev Tarzı
Merhabalar! Uzun zamandır modayla ilgili bir şey yazmadığımı fark ettiğim an alarm verdim, oturdum Nina Dobrev'i araştırdım, stilini sevdim ve bir konuşalım istedim! Uzatmadan başlayacak olursam...
Kötü müsün değil misin?
Valla bunlar genelde burun kıvırdıklarım. İyiler mi kötüler mi pek bilemedim. İlk fotoğrafta ki kırmızı elbisenin duruşunu ve ayakkabılarını sevmeme rağmen o fiyonk tarzı arkadaşlara bir anlam veremedim yani. Dekolte bölgesinde ki çok hoş ama bir tek o olsa çok daha iyi olurmuş bence. İkinci olan pembeyse fazla çiğ kalmış üzerinde. Hani böyle.. Olmuş. Ama olmayan tam oturmayan bir şeylerde var yani tam anlamadım. Üçüncü pek de fena değil gerçi ama o son fotoğrafta ki nasıl bir olmamışlıktır allahım. Dur ayrı paragraf yapacam ben buna.
He. Saçı yüzünü o kadar basık göstermiş ki böyle, kıyafetten bir şey anlamıyor adam. Yoksa kıyafet çok çok güzel ama o saç her şeyi mahvetmiş valla. Kızın ilk bu fotoğrafını göreydim arkama bakmam kaçardım valla. Ayrıca ayakkabılarını da hiç sevmedim. Zaten genelde Nina'nın ayakkabı seçimi iyi değil..
Uzunlar!
Nina'nın uzun elbise seçimi ortada ki mavi hariç çok güzel aslında. Sırf bu ikisi de değil, başka uzun elbiseleri de hem çok güzel taşımış hemde modeli iyi seçmiş. Mesela şu ilkinde ki dekolteyi başkası hiyse çok açık durur. Ama bu kızda zaten bir şey yok yani zorlasa da açamazmış bu yüzden çok güzel görünmüş üzerindeç Ayrıca o askılarda ki kesik modele de bayıdım.
Ortada ki maviye gelecek olursak.. Valla ne desem bilemiyorum omuz kesimi çok güzel ama bacak dekoltesi cidden fazla abartılmamış mı yani? Ne gerek vardı kızım o kadar açmaya anlamıyorum ki. Neredeyse popisi görünecek. Zaten elbisenin rengi bi garip ışıltısı pulu bi garip te allam.. Beğenmedim.
Mini Mini.
Minyon olduğundan mıdır nedir bilmiyorum ama bu kız mini giyince bana o kadar da kısa gelmiyor. Bacak yok ondan herhalde. Yine de çok şirin duruyor. İlk elbiseyi çok sevdim. Renginden falan değil de.. Hani böyle olgun bir kesimi var. Zaten Nina'nın en çok sevdiğim yönü yaşına uygun giyinmesi. Cidden abartmıyor. Uzun ya da kısa, ne giyerse giysin yaşına uygun seçiyor. Bu özelliğini çok seviyorum..
Neyse bu elbiselere gelecek olursak. İlk elbisenin olgunluğu çok hoşuma gitti. İkinciyse favorilerimden diyebilirim. Çok güzel taşımış elbiseyi ayrı bir havası var. Saçı da her zamankinden değişik zaten. Sonuncusu aslında çok da bayıldığım bir model değil ama maksat çeşit olsun.. Onu da giymiş görün didim.
Sempatik Görüntüler!
Bu kızın en sevdiğim görüntüleri bunlar oldu. Tarz olarak yani. Sempatik, hanım hanımcık. Özellikle sonuncu elbiseye ayrı bir aşık oldum. O saçı, çantası, ayakkabısı, elbisesi.. O kadar güzel olmuş ki. Keşke Türk kızları da yaşlarından 4567890 yaş büyük giysiler yerine böyle şeyler seçip giyebilseler.. Ne güzel olacak o zaman. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, kızın dizleri çok çirkin. Bir Megan olmasa da baya çirkin yani. Megan ve Jennifer arası diyeyim.
Bu arada şu üçüncü fotoğrafta ki asimetrik, puantiyeli lacivert elbisesi çok hoşuma gitti.Mini olduğunu hiç çaktırmıyor resmen.
Siyah olsun, 4567890 lira fazla olsun.
Siyah rengini her alanda diğer renklere tercih ederim. Ama olay elbiseye gelince daha bir tercih ediyorum. Bence çok klas duruyor yani.
Bu arada, Nina'nın siyah elbiseleri kullanış biçimini çok sevdim. Özellikle ilk iki resimde olan siyah elbise+kırmızı ayakkabı olayına ba-yıl-dım! Siyah elbiseye biraz *renk* katmak için mükemmel bir yol bulmuş valla tebrikler kız.. Ayrıca ikinci resimde ki elbisesi de bir muhteşem. Gerçi genel olarak görüşünüşü öyle. Ruju ve ayakkabının siyaha verdiği renge bayıldım.
Favori!!!
Nina'nın en favori görünüşüyse bu kırmızı elbisesi içinde olanı. Normalde ben kırmızı elbise hayranı falan değilimdir ama bu elbise öyle güzel ki. Ve Nina'ya öyle oturmuş ki beğenmeden edemedim. Ayrıca makyajında ki doğallık ve gözlerde ki ağırığı çok hoşuma gitti. *püpüpü* nazar değmesin inşallah.
Nina genel olarak kısa ve yaşına göre giyiniyor. Hala favorim Jennifer Lawrence olsa da Nina'nın giyiniş tarzını da epey sevdim. Allah bozdurtmasın valla.
Umarım hoşunuza gitmiştir. :) Bir sonra ki yazı da görüşmek üzere.
Sevgiler! <3
14 Haziran 2012 Perşembe
Çalışma
Blogumda tema çalışması yapıyorum. Korkmayın! :)
-----
Sonunda blogun temasını yeniledim! Hoşunuza gitti mi? :)
-----
Sonunda blogun temasını yeniledim! Hoşunuza gitti mi? :)
Bath and Body Works: Carried Away Body Lotion
Merhaba. Bugün size geçen gün testerını aldığım bir üründen kısaca bahsedeceğim.
Bu bir vücut losyonu, o kadar güzel kokuyor ki anlatamam. Body Shop'tan aldığım Çilekli Body Butter'ı bile gölgede bıraktı kokusu. İçinde ahududu, vanilya ve yasemin çiçeği kokuları varmış.Yapı olarak çok ince, çabuk kuruyor, nemlendiriyor ama yapış yapış bir his bırakmıyor. Ben ellerim için kullanıyorum çünkü vücudumun çok fazla neme ihtiyacı var ona butter kullanıyorum. Ama ellerim için gerçekten ideal. Bitmesin diye az az kullanıyorum resmen.
Normal şişesi böyleymiş. Çok tatlı! Normal boyu -kaç ml oluyor bilmiyorum- 25 TL. Ama şuan Bath&Body Works'te %50'ye varan indirim olduğunu duydum. Bir ara gidebilirim ya da tester bitince gidip alırım ne zaman bilmiyorum ama alacağım kesin.
Sevgiler. <3
Bu bir vücut losyonu, o kadar güzel kokuyor ki anlatamam. Body Shop'tan aldığım Çilekli Body Butter'ı bile gölgede bıraktı kokusu. İçinde ahududu, vanilya ve yasemin çiçeği kokuları varmış.Yapı olarak çok ince, çabuk kuruyor, nemlendiriyor ama yapış yapış bir his bırakmıyor. Ben ellerim için kullanıyorum çünkü vücudumun çok fazla neme ihtiyacı var ona butter kullanıyorum. Ama ellerim için gerçekten ideal. Bitmesin diye az az kullanıyorum resmen.
Normal şişesi böyleymiş. Çok tatlı! Normal boyu -kaç ml oluyor bilmiyorum- 25 TL. Ama şuan Bath&Body Works'te %50'ye varan indirim olduğunu duydum. Bir ara gidebilirim ya da tester bitince gidip alırım ne zaman bilmiyorum ama alacağım kesin.
Sevgiler. <3
12 Haziran 2012 Salı
Rimmel London - How Do You Lilac It?
Merhaba. Biliyorum Haziran da her gün post yayınlayacağım dedim ama özel hayatımda yaşadığım sorunlar nedeniyle bütün enerjim çekilmiş durumda, keyifsizim. Yine de bir yazı yazmak istedim. Eğlenceli bir yazı olmayabilir, bunun için şimdiden özür dilerim.
How Do You Lilac It? soğuk, mavi alt tonlu bir lila rengi. Renk zaten çok güzel ama yapısı hakkında bir şey söylemeliyim, yapısı biraz sıvı. Hatta fazla sıvı. Daha önce kullandığım 60 Seconds ojede de böyle miydi bilmiyorum, o biraz daha katıydı sanırım ama bu gerçekten fazlasıyla sıvı, akışkan bir yapıda.
Kısa tırnaklara yakışan bir oje olduğunu düşünmüyorum, elimde duruşu hoşuma gitmedi bu yüzden ama tırnaklarım uzayınca hoş duracağını düşünüyorum.
Aslında ben bu ojeyi Golden Rose 221 numaralı ojeye (ki yazısı burada) çok benzettim, sadece o oje biraz daha pembe alt tonlu ve açık renkliydi. Yapısına gelecek olursak, yapısı dediğim gibi fazla akışkan ama çok hızlı kuruyor ki bu sevdiğim bir şey. Ayrıca fırçası oval, bu uygulamayı çok daha kolay yaptı benim için. I love lasting finish'in fırçalarına tercih ediyorum 60 seconds'ınkileri.
Daha çok bahar için hoş, pastel bir renk. Tırnaklarım uzun olsaydı bir iki gün daha durabilirdim bununla ama resmen katlanamadım çünkü cidden kısa tırnakta duruşunu sevmedim.
Rimmel London ürünlerini yalnızca Watsons'lar da bulabilirsiniz. Fiyatı da 3.99-4.99 gibi bir şey.
Sevgiler. <3
How Do You Lilac It? soğuk, mavi alt tonlu bir lila rengi. Renk zaten çok güzel ama yapısı hakkında bir şey söylemeliyim, yapısı biraz sıvı. Hatta fazla sıvı. Daha önce kullandığım 60 Seconds ojede de böyle miydi bilmiyorum, o biraz daha katıydı sanırım ama bu gerçekten fazlasıyla sıvı, akışkan bir yapıda.
Kısa tırnaklara yakışan bir oje olduğunu düşünmüyorum, elimde duruşu hoşuma gitmedi bu yüzden ama tırnaklarım uzayınca hoş duracağını düşünüyorum.
Aslında ben bu ojeyi Golden Rose 221 numaralı ojeye (ki yazısı burada) çok benzettim, sadece o oje biraz daha pembe alt tonlu ve açık renkliydi. Yapısına gelecek olursak, yapısı dediğim gibi fazla akışkan ama çok hızlı kuruyor ki bu sevdiğim bir şey. Ayrıca fırçası oval, bu uygulamayı çok daha kolay yaptı benim için. I love lasting finish'in fırçalarına tercih ediyorum 60 seconds'ınkileri.
Daha çok bahar için hoş, pastel bir renk. Tırnaklarım uzun olsaydı bir iki gün daha durabilirdim bununla ama resmen katlanamadım çünkü cidden kısa tırnakta duruşunu sevmedim.
Rimmel London ürünlerini yalnızca Watsons'lar da bulabilirsiniz. Fiyatı da 3.99-4.99 gibi bir şey.
Sevgiler. <3
Etiketler:
oje,
ojeler,
rimmel,
rimmel london,
rimmel london oje
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)