31 Mayıs 2012 Perşembe

Mayıs Ayı Favorileri

Merhabalar! Geçen ay başlatmış olduğum favoriler yazısını Mayıs ayıyla devam ettiriyorum. :)


1 Too Faced Shadow Insurance/Candlelight Primer kullandığım en önemli ürün oldu bu ay. Havalar iyice sıcakladığı için göz makyajım bir türlü sabit kalmıyor yerinde, bu yüzden yanımdan ayırmadığım bir ürün oldu.

2 Nivea Duo'nun ne ismini ne numarasını, hiçbir şeyini bilmiyorum. Birkaç yıl önce hediye olarak verilmişti bana. Uzun zaman kullanmadım çünkü kalitenin muhteşem olduğunu söyleyemem. Ama renkler cazip gelip hoşuma gitmeye başladı, ayrıca bazda renklerini ortaya çıkarma konusunda bana yardım edince muhteşem bir far haline geldi benim için. Rengi daha yakından görmek isteyenler için en alta büyük halini ekleyeceğim.

3 The Balm Nude 'tude paletinde bu ay en çok Stubborn, Sultry, Schitzo ve Serious renklerini kullandım. Stubborn sedefli bir pembe, Sultry mat açık kahverengi, Schitzo sedefli bir bakır rengi, Serious ise eyeliner sabitlemek için kullandığım simsiyah bir far.

4 Maybelline Falsies Volum Express Mascara'yı daha yeni aldım, yeni aldığım için çok kullandım ve çok sevdim.

5 The Body Shop Chocomania Lip Butter'ı Mart'ta almıştım, bir süredir kullanmıyordum ama Mayıs'ın başından beri havaların bir ısınıp bir soğuması yüzünden dudaklarım insanlıktan çıktılar, bu yüzden bende daha bol kullanmaya başladım. Bitmek üzere! :( Gidip yenisini almam gerek.

6 Rimmel London 60 Seconds/Pompous rengi bahar için koyu olsa da harika bir mor ve harika ışıltıları var! Vazgeçemeden kullandığım bir üründü.

*Nivea Duo:


Üst kısmı açık, sedefli bir şeftalimsi ten rengi. Nude göz makyajı için ideal bir renk. Alt kısmı ise yine sedefli bir bordo rengi.

Eveet, benim Mayıs Ayı'nda en çok kullandığım ürünler bunlardı, sizin favorileriniz neler? :)

Bir sonra ki yazıma kadar, sevgiler! <3

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Youtubers! (Top 5)

Merhaba! Bugün size youtube da en çok sevdiğim youtubersları kısa bir tanıtmak istedim. :)

missglamorazzi - http://www.youtube.com/user/missglamorazzi/videos

İzlemekten en çok zevk aldığım, en tatlı insan Ingrid. Konuşması ve tavırlarını sevmem bir yana, cilt rengimiz ve kafa yapımız, hoşlandığımız renkler birbirine fazla yakın olduğu için çok keyif alıyorum izlerken.

FleurDeForce - http://www.youtube.com/user/FleurDeForce/videos

Fleur aynı zamanda Ingrid'in en yakın arkadaşı.Çok tatlı bir ingiliz aksanı var. Favori youtuberslarımdan. Gereksiz konuşup insanı sıkmıyor, doğru düzgün ürün hakkında bilgilendiriyor.

amarixe - http://www.youtube.com/user/amarixe/videos

Allison'u başlarda sevmemiştim aslında. Neden bilmiyorum pek ısınamamıştım. Ama izledikçe alıştım ve favorilerim arasına girdi. Her gün kontrol ediyorum yeni video var mı diye. Ingrid ve Fleur'la yakın arkadaş Allison'da. Ama onlardan farkı, ürün tanıtımları vs dışında bolca tutorial videoları yapması.

beautycrush - http://www.youtube.com/user/beautycrush/videos

Samantha. Aslında bu kızı şu ya da bu nedenden seviyorum diyemem. Ama gerçekten çok eğlenceli ve güzel bir kız. Videoları çok hoşuma gidiyor.

meghanrosette - http://www.youtube.com/user/meghanrosette/videos

Bu beş kişi arasında şüphesiz en komik ve eğlenceli olan Meghan. Ayrıca kendisi hem benim ilk takip ettiğim youtuber, hem de harika tutorialları var!

İşte bunlar benim en sevgili youtuberlarım!

Bundan sonra ki postum neyle ilgili olsun, bir fikir vermek isterseniz lütfen yorum bırakın ya da mail atın. Ben kozmetikleri sıraya koyuyorum ama moda yazılarıma gelince ne yazsam diye düşünüyorum baya, fikirlere açığım. :)

Herkese iyi akşamlar&sevgiler! <3
 

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Maybelline Falsies Mascara

Merhabalar! Size yaklaşık iki üç hafta önce aldığım ve yazısını yeterince kullanınca yazmaya karar verdiğim bir rimel tanıtacağım. Maybelline Falsies Volume Express Mascara.


Herkes gibi bende *mükemmel rimel* arayaşına başladım. Ama high-endleri denemeden önce drugstorelardan günlük kullanım için seçim yapayım dedim. Maybelline'in bu tombik rimelleri çok seviliyor. Aslında bu rimel (Falsies) için hem iyi hem de kötü yorumlar okudum. Bende ki klasik olan. Şunu söyleyebilirim ki, çok memnunum.


Tombul ve kıvrımlı bir fırçası var. Fırçanın tombul olması iyi mi yoksa kötü bir şey mi bilmiyorum. Çünkü gözü küçük olanlar için kenarlara gidişe fırsat vermeyecek ya da bulaşma yapacaktır. Ama benim gözlerim yuvarlak ve büyüktür, bu yüzden bende bir problem oluşturmadı. Fırçayı çok sevdim aslında. Kıvrımlı olması hacim ve kıvırma yönünde büyük artılar katıyor.


Bu da arka bilgi zımbırtısı. Ürün 9 ml. Ya hepsini bitireceğim ya da kuruyacak, bakalım hangisi.


Genel olarak bakacak olursak;

-Fırçasını sevdim, küçük gözler için sorun oluşturabilir ama benim için ideal.
-Kirpikleri çok güzel bir şekilde ayırıyor, yapış yapış yapmıyor.
-Topaklanmıyor.
-Hacim vermesi muhteşem değil ama iyi.
-Kirpikleri gerçekten çok uzatıyor.
-Kıvırıcı kullanmadan bile güzel kıvırıyor.
-Ve belki en önemlisi, gün içinde alta geçip bulaşma yapmıyor. *

*Son söylediğim madde göz kapakları aşırı yağlı insanlar için geçerli olmayabilir.

Evet, MÜKEMMEL bir rimel değil ama benim için çok çok iyi bir ürün. Zaten ben fazla gece çıkmıyorum ve günlük makyajım için ideal. Üstelik fiyatıda iyi, 15 tl ve 20 tl arasında değişiyor. :)

Sevgiler. <3

Günün Ojesi #1

Merhabalar! Yaklaşık bir haftadır yokum, kusura bakmayın. :) Size bugün sürdüğüm ojeleri göstermek istedim, bundan sonra ne kadar "Günün Ojesi" postu yaparım bilmiyorum ama şuan kafama esti. :) Mutlu haftasonları!


Yüzük parmağım hariç hepsine Golden Rose 221 numaralı lila ojemi sürdüm. Daha önce tanıtımını burada yapmıştım.


Yüzük parmağımda ise daha önce aldığım ve BAYILARAK kullandığım, Rimmel London, 60 Seconds koleksyonundan Pompous (610) var. Bu ojenin tanıtımıda çok yakında. :)

Sevgiler! <3

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Wish List

Merhabalar! Bugün blogumda yaptığım bir yenilikten bahsedeceğim. Fark edenler oldu mu bilmiyorum ama sol tarafa, alt kısma bir Wish List listesi ekledim! :) Daha önce bir Wish List yazısı yazmıştım ama normal postların arasına pek yakıştıramamıştım. Bu yüzdeen, biraz önce oturup blogumda "ne yazsam" diye düşünürken aklıma böyle bir liste yapmak geldi. İstediğim şeyleri yazacağım ve her seferinde aldıklarımın üzerini çizeceğim, tamamını aldıktan sonra yenisini oluşturacağım ve gittiği yere kadar böyle sürüp gidecek. :) Bence post olarak hazırlamaktansa böyle wish listler yapmak daha eğlenceli. Sadece kısa bir bilgi vermek istedim. :)

Sevgiler. <3

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Rimmel 1000 Kisses Lip Tint

Merhabalar! Şimdi size tanıtacağım ürün aşık olduğum, aldığım günden beri elimden bırakamadığım bir lip tint.


Rimmel London markası ülkemize geldiğinden beri daha çok ojeleriyle öne çıkan bir marka oldu. Bende bayılıyorum Rimmel ojelere, hem yapıları hem o şirin şişeleriyle gönlümü feth ettiler. E, hal böyle olunca, bu lip tinti de watsons katologunda görünce koydum aklıma. Geçen gün anneler gününde gittim, indirim yoktu gerçi buna ama ben yine de aldım.


Normal de benim bildiğim, alıştığım tintler Benefit'inkiler gibi fırçalı, ama internette gezinince böyle kalem uçlu olanlarında olduğunu gördüm. Rimmel'in ki de işte böyle, kalem uçlu.

Uygulaması çok kolay! Kalemin ince kısmıyla dudak kelebeği ve köşelere kolayca ulaşılıyor, ayrıca biraz yatay tutarak kenarlara göre daha geniş alan olan ortalarda boyanabiliyor. Şimdi bunun tek tarafı böyle değil tabii, bir de arkasında lip balmı var ama ben onun fotoğrafını çekmeyi unutmuşum, mazur görünn.


Fotoğrafta çok belli oluyor mu bilmiyorum ama balm uygulanmış halini de koydum.


Peki biz bunu nasıl uyguluyoruz?

Çok basit. Önce kalem kısmıyla dudağımızı boyuyoruz. Daha sonra da üzerine lip balmlı kısmını sürüyoruz ki biraz nem ve ışıltı versin.

Dudağı ÇOK kuru olanlar için problem yaratabilecek bir ürün yalnız, onu şimdiden söyleyeyim. Eğer dudağınız kuruysa uygulamadan biraz önce favori lip balmınızı sürüp emilmesini bekleyin, ardından uygulayın. Yoksa zaten kalemle boyama kısmı da tam olmaz diye düşünüyorum. Ayrıca şu balm kısmı da harika nemlendirmiyor sadece şöyle bir yumuşaklık ve ışıltı veriyor.

Ürün çok kalıcı, bunun sebebi hem kalemsi hali, ince yapısı ve dudakla bütünleşmesi, hem de üzerine balm geçilmesi bence. Ben elime balmsız denemiştim, sabahtan akşama kadar kaç kez elimi yıkadım bana mısın demedi. Dudak içinde aynı şey geçerli.

Bu arada benim aldığım renk 110 Stay Very Berry rengi. Yukarıda da görüldüğü gibi çok güzel bir pembe.

Bu ürünü bana sevdiren en önemli şey çok doğal durması oldu. Gerçekten dudağınıza sürdüğünüzde çok hoş bir renk veriyor, güzel görünüyor ama doğal duruyor. Zaten ince yapıda bir ürün. Günlük makyaj için çok uygun.



Rimmel London markası sadece Watsons'lar da satılıyor, ürünün fiyatı 15.90'dı yanılmıyorsam. Hem uygun fiyatlı hem de çok güzel bir ürün. Ben farklı renklerini de almayı düşünüyorum. :)

Sevgiler. <3

Twitter Hesabı

Merhabalar! Artık blogumun bir twitter hesabı var, yeni aldıklarımı, yazdığım konuları tweetleyeceğim, oradan görebilirsiniz. :)

https://twitter.com/#!/tavanarasigunlu

Sephora Compact Powder

Merhaba! Bugün size lanetler okuduğum, cildimle hiç uyuşmayan bir ürün olan Sephora Compact Powder'dan bahsedeceğim.


Daha önce yazdığım akne yazısında bahsetmiştim benim bu sivilcelerim aniden yazın oldu diye. İşte benim suçladığım arkadaş bu pudra. Ten makyajına hiçbir zaman çok önem vermemiştim çünkü cildimde problem yoktu, çoğu zaman hiçbir şey sürmez çıkardım. Ama yazın başlangıcında hem yüzüm çok yağlanıyor hem de çok terliyorum hoş olmuyor diye bir pudra almak istemiştim. O sırada da Sephora'daydım ve bende Sephora'nın bu pudrasını aldım: almaz olaydım.



Bende ki cool beige rengi ama tüm renklerde aynı sorunlarla karşılaşılacaktır zaten. Gelelim beni kötü etkileyen yönlerine.
Ben bu ürünü kullanmaya başladığım dönem tatildeydim ve tatilimi bir süre evde geçirdim, daha sonra şehir dışına çıktım. Şehir dışına çıktığım zaman her allahın günü bu pudrayı kullanıyordum. Benim tonumdan 3 ton falan koyu bu pudra ama yazın dengeleniyordu mesela şuan hafif bronzlaşmaya başladım ton farkı 2'ye düştü. Her neyse, ben bu ürünü sürekli kullandım ama dönüp aynaya bakmadım yüzüm ne alemde diye. Sadece geceleri temizleyip yattım uyudum.
Bir süre sonra yüzümde akneler çıkıp yayılmaya başladı, zamanla iki yanağımda akne kaynar hale geldi ve bu işin sonu dermatologda bitti zaten.


Benim hayat hikayem dışında ürün nasıl derseniz.

-Kalıcılık yönünden çok kötü, hiç kalıcı değil. Ben sürekli yenilemek zorunda olduğum için neredeyse dibini gördüm.
-Ürün toz toz oluyor ve baya bir bölümü boşa gidiyor genellikle, benim ortasının açılması da biraz öyle oldu.
-Ciltle tam bütünleşmiyor, kendini belli ediyor.
-Çok sıcak günlerde eğer yağlı ya da karma bir cildiniz varsa yüzünüz kusacaktır ürünü, benim öyle oldu.
-Kapatıcılığı orta.
-Yağlanmayı önlemede başarısız.


Ürün bu şekilde ama sizi yanıltmasın, bu görüntüyü elde etmek için 5 kez bastırdım parmağımı. Pigmentasyonu çok kötü.


Bu da şuan tenimde duruşu. Dediğim gibi 2-3 ton var arasında.

Ürün genel olarak bu şekilde. Benim hiç hiç HİÇ sevmediğim bir ürün oldu, bir daha hayatta almam. Bloga yazmak için saklamıştım, bu sene hiç kullanmadım zaten geçen yaz uzaklaştırdım kendimden. Eğer almayı düşünen varsa -özellikle şu indirim dönemlerinde- vazgeçsin derim ben. Hiç tavsiye etmiyorum.

Ben indirimsiz almıştım, fiyatı 30 Tl gibi bir şeydi.

Sevgiler. <3

15 Mayıs 2012 Salı

Yeni Bir Alışveriş Sitesi; Zidaya


Ben internetten alışveriş yapan bir tip değilimdir ama aranızda yapanlar varsa bu muhteşem siteyi kaçırmasın derim. Yeni üye olanlara 50 TL hediye çeki veriyorlar, kargo parası yok ve site indirim dolu resmen. Gerçekten kaçırılmaz fırsat. Ayrıca Essie ojelerini nereden alacağım/güvenemiyorum diyorsanız, ya da mesela drugstore dediğimiz Maybelline, Flormar gibi markaların ürünlerini indirimle almak istiyorsanız bir bakın bence. Daha yeni inceledim ve fırsatlar muhteşem.


Ayrıca hazır mezuniyet dönemi geliyor, mağaza mağaza elbise aramaktansa verin siparişi, deneyin, olmazsa geri yollayın başka bedenini isteyin. Gerçekten çok çok uygun bir site. Ama bu uygunluk ne kadar sürer onu bilmiyorum. Tüm "yeni" siteler bu tür avantajlar yapıyor ama sonraları değişiyor bunlar. Bu yüzden elinizi çabuk tutup yararlansanız iyi olur. :)

Siteye gidiş: www.zidaya.com

10 Mayıs 2012 Perşembe

Met Ball 2012

Merhabalar! Bu yazıyı yazmak için belki geç kaldım ama fotoğrafları toplamaktı diğer blogları gezmekti derken anca zaman bulabildim.Evet, bu Met Ball olayına Moda'nın Oscar'ı diyorlar. Moda falan tamamda, kıyafetler genel olarak vasat. Şimdi fazla oyalanmayacağım çünkü uzun bir yazı olacak. Kötülerden başlayıp en iyiye gideceğim.

Anlamlandıramadıklarımızdan mısınız?


 Mary-Kate Olsen, Lea Michele, Lily Collins, Leighton Meester

Yemin ederim ben bunları anlamlandıramadım. Artık ne akla hizmet böyle şeyler giymişler bilmiyorum tiplere bakın. Tek tek gidecek olursak..

Mary-Kate Olsen cenazeye gideceğine yolunu şaşırmış olmalı. Yoksa böyle simsiyah kefenimsi bir şeyle gelmenin bir anlamı yok. Gecenin en berbatı oydu sanıyorum. Yüzünde de hiç mi tebessüm olmaz bir insanın yahu? Tam ablak, tam şebele. Hiç beğenmedim.

Lea Michele canım benim neresini açacağını şaşırmış bu da. Bence dolabı açtı baktı, dedi ki beni en çok hangisi açar, desene renge bakmadan aldı üzerine geçirdi çıktı. Berbatsın Lea.

Lily Collins yahu dön bak bir aynaya allasen ya. Şimdi o üzerinde ki çuval bozması şey senin yaşına, vücuduna, rengine gitmiş mi? Allah aşkına bir bak gitmiş mi yani? Valla acıyorum sana.

Leighton Meester beni en büyük hayal kırıklığına uğratan isimdi sanırım. Ondan çok daha güzel bir şey bekliyordum ama o gitti, kendisini iyice dombili gösteren, yarısı mahalle düğünü fırfırı yarısı görümce bulundan yapılma berbat bir elbise giydi. Çok üzüldüm.


Diane Kruger, Cameron Diaz, Beyonce, Kristen Stewart

Diane Kruger'ın elbisesi tek kelimeyle berbat bana göre. Elbisenin üst kısmı fazla ince, salaşken altlara doğru ağırlaşıyor, bir püsküller garip havalar falan. Ne yapmaya çalışmış anlamadım ama olmamış, olamamış. 

Cameron Diaz değiştiğinden beri bir meymenetsiz yahu. Bu kadının eski halini daha çok seviyordum ben. Şimi 567890 yaşındayım diye bağırıyor resmen. Elbisesi de çok kötü yorum bile yapmayacağım.

Beyonce'nin elbisesini hiç beğenmedim. Vücuduna hiç gitmemiş, dombili bedenine gidip transparan görünümlü bir şey giymiş ki çok komik duruyor çünkü elbisede ki ten rengi astar Beyonce'nin ten renginden çok çok açık. Alt kısımda ki püsküller gereksiz. Kollara, saça bir şey bile söyleyemem resmen. Neden böyle olmuş bilmiyorum daha iyisini beklerdim.

Kristen Stewart suratsızı çoğu kişi tarafından beğenilen ama benim hiç mi hiç sevmediğim garip bir mini giymiş.Aslında minide diyemez dizde bitiyor ama ne bileyim bir garip işte sevmedim sevemedim.


Adını bilmediğim bir abla,Mila Jojovich, Jessica Stam, Gwyneth Paltrow

Adını bilmediğim bir abla napmış öyle balkon gibi şeyle anlayamadım. Boynundan omuzlarına inen kalıp da kuaförlerde saç kesilirken ya da boyanırken taktıkları şeylere benziyor. Onu bu halde kim salmış sokağa hiç bilmiyorum.

Mila Jojovich gecenin en kötülerinden biriydi. "Kırmızı renk nasıl rezil edilir?" adlı bir yarışma düzenlense açık ara farkla birinci olurdu bu arkadaş. Hem dekoltesi, hem o çantası, hemde eteğinde ki garip şeritler re-za-let. (Ayrıca bir insanda hiç mi bel diye bir şey olmaz ya? Bildiğin kalas.)

Jessica Stam beni Leighton'dan sonra en çok şaşırtan kişi oldu herhalde. Harika bir tarzı vardı bunun fıstık gibiydi sarışınken. Siyah saç da yakışmamış zaten belli bunalıma girip saçmalamış, acıdım.

Gweyneth Paltrow kendisinde küçük gibi duran, anlamsız bir şey giymiş. Aslında ondan daha minyon biri bu elbiseyi giyse muhteşem olabilirdi ama ona yakışmamış. Fazla göz önüne sermiş bir şeylerini sanki "Bakın bacaaam vaaaar" der gibi. İtici.


Kristen Bell, Ginnifer Goodwin, Eva Mendes, Chole Sevigny


Geceye portakalları da çağırmışlargvcdblknffbrfbn. Bu iğrenç şeye çok güldüm evet.. Ay bunları gördükçe kahkaha atasım geliyor. En sonda ki ablada saçına başına bişey yapsın Allah aşkına.

Daha İyi Olabilirmiş..


Amber Heard, Lana Del Rey, Dianna Agron, Sarah Jessica Parker

Amber Heard göz bebeğim, bayılıyorum bu kadına. Sarışınlar arasında ki en güzellerden biri resmen. Bu gece pek başarılı olduğunu söyleyemem gerçi. Omuzları mükemmel olduğu için straplez bir model seçmesi akıllıca olmuş ama elbisenin aka kısmı ve alta doğru daralmasını sevmedim. Fazla daralmış gibi geldi. Rengi de Amber'ın yeni bronz tonuna uymuş gibi duruyor.

Lana Del Rey açık renk saçları ve açık renk rujuyla çok çok daha iyiydi. Koyuları ona pek yakıştıramadım. Pelerinle ruju görmezden gelirsek başarılı sayılabilir.

Dianna Agron'ın saçına, makyajına, duruşuna bayıldım. Hatta elbisenin rengi bile çok güzel gitmiş kendisine. Elbise berbat bir elbise değil zaten, belki başkası giyse taşırdı ama Dianna'da bir garip durmuşi, bir olmamışlık var.

Sarah Jessica Parker, elbisenin modeline alıştık artık da deseni değişseydi iyidi..

İyiler, Güzeller..


Rooney Mara, Marion Cotillard, Heidi Klum, Liv Tyler

Rooney Mara, Marion Cotillard ve Heidi Klum son zamanlarda moda olan bir stille katılmışlar geceye. Her birinin elbisesi yaşına göre, her gibi muhteşem. Rooney'nin rock chick tarzı beni büyülerken Marion'ın elbisesine aşık oldum. Liv Tyler'sa her zaman ki gibi zarif.


Adını unuttuğum bir arkadaş, Mia Wasikowska, Emma Stone, Carey Mulligan

Adını unuttuğum bir arkadaş, gecenin en hanım hanımcık giyineniydi sanırım. Tam yaşına uygun saşı, makyajı, elbisesi ve zarif kolyesiyle çok güzel görünüyor. Keşke bizim kızlarda allı pullu mezuniyet elbiseleri yerine böyle şeyler seçebilseler.

Mia Wasikowska en beğendiğim insanlardan biri oldu. Elbisesinin rengi, modeli, üzerine oturuşuna bayıldım. Özellikle yaka modasını takip etmesine bayıldım. Demek ki neymiş? İnsan bir yerlerini açmadan da çok  güzel olabiliyormuş. Aferin Mia tuttum seni. Saçında güzel.

Emma Stone mini giyen nadir insanlardan biriydi ve çok tatlı görünüyordu. Kırmızı elbisesinin altına seçtiği ayakkabıları da çok güzel. Ayrıca saçıda elbiseye çok gitmiş.

Carey Mulligan pullu, göz alan bir elbise tercih etmiş. Başkası olsa yakışır mı bilmiyorum ama saçı ve elbisesiyle yakaladığı milenyum tarzını Carey'ye çok yakıştırdım.
 

Jessica Alba, Julianne Hough, Candice Swanepoel, Doutzen Kroes

Jessica Alba'nın elbisesini çoğunluk beğenmedi sanırım. Rengi ve parıltısı yüzünden. Bana da çok parlak geliyor ama ben üzerinde duruşunu sevdim, Jessica'ya yakışmış.

Julianne Hough fuşya rengi bir deniz kızı modeli tercih etmiş. Aslında fuşya pek benim rengim, bu model de benim modelim değildir ama kendisine yakıştırdım. İçinde çok doğal ve güzel görünüyor.

Candice Swanepoel ve Doutzen Kroes iki VS mankeni olarak tek kelimeyle mükemmeldiler, güzellikleriyle dövdüler..


Amy Adams, Rosario Dawson, Ashley Greene, Rihanna

Amy Adams beyaz elbisesi içinde bence göz kamaştırıyor. Gecenin en zariflerinden biri ve onu bu haliyle yunan tanrıçalarına benzettim.

Rosario Dawson üzerine yapışan, siyah bir elbise tercih etmiş. Gece içinde siyah giyenler arasında en başarılı isimdi.

Ashley Greene, bu kızı günahım kadar sevmem yemin ederim. Hatta nefret ederim. Ama bembeyaz elbisesinin içinde nefes kesici olduğunu söylemezsem de hakkını yemiş olurum açıkcası. Pis şey ne olacak.

Rihanna geceye siyah, basit bir elbiseyle katıldı ama herkes tarafından olay yapıldı bu elbise neden bilmiyorum. Ben kendisine hiç yakıştıramadım. Rihanna farklı bir model, belki biraz kısa ya da dekolte tercih etse güzel olurmuş ama bu şekilde ııh olmamış. Saçınıda sevmedim. Yine de genele bakarsak güzel sayılabilir.

EN İYİLER!


Emily Blunt, Michelle Dockery, Emma Roberts, Rosie Huntington

Emily Blunt, gecenin en iyilerinden biriydi. Üzerinde ki mercan-pembe elbisenin rengi bembeyaz tenine çok güzel gitmiş. Ayrıca saçları da bir muhteşem.

Michelle Dockery benim için zarafetin eş anlamı. Hayatımda daha zarif, daha mükemmel birini görmedim ben. Çıt diyecek kırılacak zariflik ve güzellikten aman nazar değmesin. Eldivenleri ve mat siyah elbisesi, göğüs kısmında ki altın rengi kelepçe tarzı şeyle muhteşemdi.

Emma Roberts hem elbisesini modeli hem de rengiyle en harekeli isimlerden biriydi. Bu yüzden onu çok sevdim.

Rosie Huntington güzelliği, duruşu, elbisesi ve HER ŞEYİ ile herkesi dövdü oradaki. Kadından taşlık güzellik akıyor.

Eveet, benim geceyle ilgili yorumlarım bu şekildeydi. Başınızı şişirdim ama umarım sevmişsinizdir. :)

Sevgiler. <3

4 Mayıs 2012 Cuma

Nisan Ayı Favorileri

Merhabalar! Bundan sonra her ay bitiminde favoriler yazısı yazacağım. O ay içinde en çok kullandığım ürünleri hem kısaca tanıtacağım hem de eğlenceli bir yazı dizisi oluşturmuş olacağım. :)


1 Rexona Duo Fresh benim bu ay en çok kullandığım deodorantım oldu. Hem diğerlerini sevmemem, hem yeni almış olduğum için her gün kullandım. Kokusu güzel, gün boyunca size ferahlık sağlıyor, tıraş sonrası acıtmıyor. Yani gerçekten iyi bir ürün.

2 The Balm Nude 'tude paletinde ki tüm renkler harika ama ben daha çok açık tonları kullanıyorum. Çünkü gece dışarı çıkmıyorum ve gün içinde açık renkler benim için daha iyi oluyor. Tek tek isimlerini vermeyeceğim.

3 Nivea Far aslında bu farın ne ismini biliyorum ne başka bir şeyini. Bana teyzem hediye etmişti sanırım. Bununla birlikte bir de mürdüm/bej duosu var. Harika farlar değiller. Zor renk veriyorlar. Bu beyaz olanı sadece kaş altlarımı ve göz pınarlarımı aydınlatmak için kullandım. Sedefli bir beyaz, işe yaradı, en çok kullandığım far oldu nude tudedakilerle birlikte.

4 Burberry Weekend hem yeni aldığım hem de özlediğim için en çok kullandığım parfüm oldu. Benim için bir klasik, harika bir bahar kokusu.

5-6-7 Pastel 83, Kalyon 223 ve Golden Rose 221 nolu ojeler zaten bahar renkleri yazı dizimde tanıttığım ojeler. Benim için ideal bahar renkleri oldukları için Nisan ayı boyunca en çok onları kullandım.

8-9 Papulex'ler büyük olanı yüz temizleme jeli ve küçük olanı akne jeli. Bu ikisini bana akne tedavisi için gittiğim doktorum verdi. Garnier 3ü 1arada'ma veda etmişim tedaviye başladığım an, bu yüzden bu ikisini vermesi iyi oldu. Aslında bunları blogda tanıtmam gerekiyordu ama neden bilmiyorum tanıtmadım. Gerçekten işe yaradılar, gerçekten çok iyiler. Temizleme jeli tüm makyajımı bile tek başına çıkarıyor ki ben sadece göz makyajı yapıyorum, en zor çıkan makyaj bana göre göz makyajı. Sorunsuz, harika gidiyorlar. Her gün kullandım, her gün kullanmaya devam edeceğim.

Evet bu ay, yani Nisan ayı favori ürünlerim böyleydi. Toplam 9 taneler ve hepsi listeye girmeyi hak ettiler. Zaman geçtikçe ve tedavim bittikten sonra daha fazla makyaj ürünü listeye girmeye başlayacak ve yazı dizisi sevilirse içeriği genişletip moda ürünlerine de yer vereceğim. Bakalım nasıl gidecek. :)

Sevgiler. <3

Jennifer Lawrence Günlük Stil


Merhabalar! Daha önce bu yazıda Jennifer Lawrence'ın kırmızı halı stilini incelemiştim ve bahsettim mi bilmiyorum, bir de günlük stil yazısı yazmak istiyordum. Uzun zamandır doğru düzgün bir şeyler yazmadığım için bunu aradan çıkarmak istedim. 

Başlamadan önce söylemek istediğim bir kaç şey var, bunu başka bir yazıya da bırakabilirdim ama hazır yazıyorum burada söyleyeyim. Öncelikle, bloga çok fazla makyaj ürün yorumu koymuyorum belki fark etmişsinizdir, bunun ilk sebebi zaten çok fazla makyaj ürünüm olmaması. Daha gencim ve makyaj yüzünden daha önce dilim yanmış, ara vermiştim. Şimdi tekrar başladım ama başlarken elimde ki neredeyse her şeyi çöpe attım. Yani makyaj ürünlerim yeni yeni toparlanıyor. İkinci sebebiyse daha önce bahsettiğim akne problemim yüzünden ten makyajı yapmam yasak. Bu yüzden bende ürün alımlarımı erteliyorum ki hepsini aynı anda alayım. Öncelikleri vücut bakım ürünlerine veriyorum.

Diğer bir söylemek istediğim şeyse bu blogda en çok okunan yazılar stil/moda yazıları. Bundan çok çok memnunum, şimdilik sadece 4 takipçim olsa da, takipçim olmadan blogu okuyanlara da sormak istiyorum, moda yazılarından başka neler isterler, ne iyi olur diye. Cevaplarsanız sevinirim. :)

Bu arada benimle herhangi bir konuda iletişime geçmek isterseniz lütfen tavanarasigunlugu@gmail.com adresine mail atın. 

Şimdiii, gelelim yazımıza. 

Aslında günlük stille ilgili sadece 2012 fotoğraflarına ulaşabildim ama bunlarla yetineceğiz. 

Havalıyız, havalısın, havalı..


Bence ceket bir veli nimet. Hem gece hem de günlük giyim için gerçekten çok iyi. At altına düz bir bluz/tişört, giy üzerini ceketi çık, oh miiis. Jennifercığımla aynı hisleri paylaşıyor olacağız ki o da aynı şeyi sık sık yapıyor. Ben bütün ceketleri beğendim ama favorim şu siyah olan. Hem siyah rengini seviyorum hem de omuzlarında ki detaylar, yakası çok hoşuma gitti. 

Jennifer normalde rahat giyiniyor. Öyle etek falan giydiğini görmedim ben. Genelde kot ya da siyah bir pantolon -ki çoğunlukla siyah- üzerine bir tişört, bluz, ceket.. Ve dikkat ederseniz fark edersiniz, Jennifer çok fazla çizgili şey giyiyor. Çanta tercihlerini çoğunlukla büyük çantalardan yana kullanıyor. Bence çok iyi yapıyor çünkü bir kadının çantasında taşıyacak çok fazla şeyi vardır, bunun için de küçük çantalar pek kullanışlı olmaz. 

Saçlarına gelirsek, Jennifer saç kısmında da rahatlığı tercih etmiş, salmış saçları çıkmış dışarı. Makyajı zaten genelde yok denecek kadar az. 

Spor! Salaş! Sevin!


Alışverişe, yürüyüşe ya da çevrede ki bir yere gideceği zaman Jennifer oyunu yine rahatlıktan yana kullanmış. Hatta bu kez baya rahat olmuş, mükemmel olmuş. 

İlk fotoğrafta Jennifer kumaş bir market torbasıyla, üzerinde hırkası, saçları topuz, çekmiş altına da siyah pantolonu rahat rahat dolanıyor etrafta. Bazı ünlüler markete ya da spora bile giderken öyle giyiniyorlar, öyle abartıyorlar ki valla şaşıp kalıyorum. Tamam tüm objektifler senin üzerinde ama ablam naptın yani alt tarafı bakkala gitcen "bana iki kilo şeker" dicen yani. En iyisi böyle rahatına düşkün olmak. O zaman umursamıyorsun, nasıl istersen öyle giyiniyorsun.

Jennifer spor ya da salaş giyindiği zaman da sadelikten yana. Süssüz, sade. Saçı başı toplu "çıktım sokağa maşa mı yapacaktım manyaklar" dercesine bir umursamazlıkta dolanıyor. Onaylıyorum.

Bir aldığımı bir daha giyerim.


Allah'ım ben bu kıza ba-yıl-dım. Cidden daha önce bu kadar rahat, bu kadar "ünlüysem ünlüyüm ne yani" kafasında birini görmemiştim sanırım. Yerim ben bunu. 

Orta da gördüğünüz iki resim çantalardan da anlaşılacağı gibi farklı günlerde çekilmiş. İkisinde de aynı hırka var. Hem aynı hırkayı iki kez giymiş, hem de beyaz tişört üzerine giyerek aynı tarzı tekrarlamış. Bundan çekinen ya da utanan biri olmadığı zaten belli oluyor. Salak saçma komplekslere girmemiş. 

Genel olarak bakacak olursak.
Jennifer daha çok koyu renkli kot pantolonlar ya da siyah pantolonlar giyiyor. Fazla süslü bir tarzı yok, tişört, bluz, hırka ve ceketlerle kendine bir tarz belirlemiş. Ve çoğunlukla çizgili bluzlar/hırkalar giyiyor. Yani o kırmızı halıda parlayan muhteşem insan normal hayatında mütevazı, kendi halinde, senin benim gibi rahat biri.

Jennifer'ı sevdim, onun hakkında yazılar yazarken keyif alıyorum. Belki ilerde başka bir konu bulur yine yazarım. Şimdi benden bu kadaar.

Sevgiler. <3